Zaman öylesine hızlı akıp gidiyor ki; günler, haftaları, haftalar, ayları, aylar, yılları takip ediyor. Koşturmalarımız esnasında bazen en değerli varlığımız olan, hayatımızın olmazsa olmazları en sevdiklerimizi ihmal edebiliyoruz. Aşağıda anlatacağım hikâyeyi bu koşuşturmalarımız esnasında önceliklerimizi ‘Hayatımızdaki Büyük Taşları’ belirlememiz, onların öneminin arkında olmamızla ilgili olduğu için sizinle paylaşmak istedim. Bu hikâye, Northwestern Üniversitesi İşletme Bölümü mastır öğrencileri ile zaman yönetim dersleri profesörü arasında geçer.
Profesör sınıfa girip karşısında duran, dünyanın dört bir tarafından gelmiş en seçkin öğrencilerine kısa bir süre baktıktan sonra, “Bugün zaman yönetimi konusunda deneyle karışık bir sınav yapacağız” dedi. Kürsünün altından kocaman bir kavanoz çıkarıp ardından yumruk büyüklüğünde taşları alıp büyük bir dikkatle taşları kavanozun içine yerleştirmeye başladı. Kavanozun daha fazla taş almayacağından emin olduktan sonra öğrencilere döndü ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu. Öğrenciler hep bir ağızdan, “Doldu” diye cevapladılar.
Profesör, “Öyle mi” dedi ve kürsünün altına eğilerek bir kova mıcır çıkarttı. Mıcırı kavanozun ağzından yavaş yavaş döktü sonra kavanozu sallayarak mıcırın taşların arasında yerleşmesini sağladı. Sonra öğrencilere dönerek bir kez daha, “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu. Bir öğrenci, “Dolmadı herhalde” diye cevap verdi. Profesör, “Doğru” dedi.
Profesör yine kürsünün altına eğilip bu defa bir kova kum çıkarttı ve kumu kavanoza boşaltarak taşların ve mıcırların arasına yerleşmesini sağladı. Tekrar öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sordu öğrenciler, hep bir ağızdan, “Hayır” diye cevapladılar. Profesör, “Güzel” dedi ve bu defa bir sürahi su alarak kavanoza boşalttı. Sonra öğrencilere dönerek, “Bu deneyin amacı ne olabilir?” diye sordu. Uyanık öğrencilerden biri, “Zamanımız ne kadar dolu görünürse görünsün aslında ayırabileceğimiz zamanımız mutlaka vardır” diye yanıtladı. “Hayır” dedi profesör bu deneyin esas amacı, eğer büyük taşları baştan yerleştirmezsen küçükler girdikten sonra büyükleri asla kavanozun içine yerleştiremezsin gerçeğidir.
Profesör devam etti, “Nedir hayatımızdaki büyük taşlar? Anneniz, babanız, işiniz, çocuklarınız, eşiniz, sevdikleriniz, arkadaşlarınız, hayalleriniz, ideallerimiz, sağlığınız, eğitimiziz vs. büyük taşlarınız bunlardan biri, belki bir kaçı, belki de hepsi. Büyük taşlarımızı kavanoza ilk başta yerleştirmezsek bir daha asla yer bulamayabiliriz.”
Bu akşam uyumadan önce iyice düşünün, hayatımızdaki önceliklerimiz nelerdir? Selin önüne katıp götürdüğü yaprak misali savruluyor muyuz yoksa hedefi olan gemi misali rotamızda ilerliyor muyuz? Bizim hayatımızdaki büyük taşlarınız neler?
NOT: Bu makalem, Mehmet Nuri Kaynar’ın 9 Mart 2014 tarihli köşe yazısından alıntıdır.
Dost istersen, Allah yeter
Yaren istersen Kur’an yeter
Mal istersen Kanaat yeter
Düşman istersen Nefis yeter
Nasihat istersen Ölüm yeter.
Hayırlı Cumalar.