Bir toplumda kamu malına ihanet yaygınlaşırsa ve insanlar kamunun malını gerektiği gibi korumazlarsa Allah bu dünyada onlara verdiği nimetleri ellerinden alır. Ahirette ise boyunlarında ihanet ettikleri mallar olduğu halde huzuruna çağırır ve sorgular.
Sevgili Peygamber Efendimiz (SAV) buyuruyor ki: “Kimi bir işte görevlendirip (yaptığı işin karşılığı olarak) bir ücret verdiysek, onun bu ücret dışında alacağı her şey (kamuya) hainliktir. Kim (kamu malına) ihanet ederse kıyamet günü ihanet ettiği şey ile birlikte gelir.” (Ebû Dâvûd-İmare,3-10; Tirmizi-Ahkâm,8)
Bir toplumda akraba, eş, dost ve tanıdık kayırmacılığı baş gösterirse, nimet paylaşımında, sınavlarda ve mülakatlarda herkes kendi tanıdığını kayırmaya başlarsa, o toplum büyük bir ihanet sarmalı içine yuvarlanmış olur. Çünkü Hz. Peygamber buyuruyor ki: “Her kim aralarında ondan daha liyakatlisinin bulunduğunu bildiği halde (bir tanıdığını) idareci yaparsa (bir göreve getirirse) Allah’a, Resulüne ve İslam topluluğuna hıyanet etmiş olur.” (Camiu’s Sağir-2949)
Bir toplumda ayrıcalıklı bir kesim oluşur ve bu ayrıcalıklı kesim, bir yolunu, bir tanıdığını, bir referansını, bir fetvasını ve bir kılıfını bularak işlerini halletmeye ve işledikleri suçların cezalarından kurtulmaya başlarsa o toplum helakin eşiğine gelmiş olur. Hz. Peygamber buyuruyor ki: “Sizden öncekiler ancak aralarında soylu (güçlü, zengin, makam sahibi) birisi hırsızlık ettiğinde (veya bir suç işlediğinde) onu bırakıvermeleri; zayıf biri hırsızlık ettiğinde (veya bir suç işlediğinde) ise ona ceza uygulamaları sebebiyle helak olmuştur.” (Buhari-Enbiya,54)
Bir toplumda olup biten haksızlıklar ve adaletsizlikler karşısında güç ve yetki sahipleri gerekeni yapıp adaleti tesis etmezlerse, olup biten tüm yanlışların vebalinden bir payı da üstlenmiş olurlar. Hz. Peygamber buyuruyor ki: “Devlet otoritesi en büyük hamidir. Haksızlıklarla onun vasıtasıyla (yani hukuk yoluyla) mücadele edilir ve onun vasıtasıyla (tehlikelerden) korunulur. Şayet bu otoriteyi kullananlar Allah’tan sakınmayı emreder ve adaletle hükmederlerse bu yaptıklarından sevap kazanırlar. Bunun aksine davranırlarsa vebalini çekerler.” (Müslim-İmar,43)
Bir toplumda ilim ehli, kalem ehli, söz ehli, koltuk ehli ve makam ehli kimseler, işlenen haramları, günahları ve yanlışları gördükleri halde sırf dünyalık kazanımlarını, rahatlarını ve rızıklarını kaybetmemek için uyarı ve nasihat vazifelerini yerine getirmezlerse, kaybetmekten korktukları ne varsa onu mutlaka kaybederler. Peygamber Efendimiz bu hususta da şöyle buyuruyor: “Allah, aralarında günahlar (hatalar, yanlışlar, haksızlıklar) işlenip durduğu halde bu günahları işleyenlerden daha güçlü ve onları engellemeye muktedir iken bunu yapmayan topluluğun hepsine birden azap gönderir.” (İbn Hanbel-IV,366)
Bugün Muharrem Ayı’nın ikinci Cuma günü, mübarek olsun, hakkımızda hayırlı olsun. Rahmeti, bereketi, nuru hepimizin üzerine olsun inşallah. Sevgi, saygı ve dualarımla.