Mersin merkezli Memişoğlu Tarım Genel Müdürü Veysel Memiş, Tat Gıda’nın yeni dönemdeki üretim ve satış stratejisi, yeni hedef ve planlamalar, yatırım ve istihdam tarafında izlenecek yol ve sektörün genel görünümüne ilişkin Bloomberg HT kanalında açıklamalarda bulundu.
‘GİZLİLİK SÖZLEŞMESİNE SADIK KALDIK’
1977 yılından beri bakliyat ticaretinde faaliyet gösteren Memişoğlu Tarım şirketinin 1991 yılında Mersin’de kurulduğunu hatırlatan Veysel Memiş, ilk dönemde Tat Gıda’nın alımı için firmanın adının geçmediğini söylerken, imzalanan gizlilik sözleşmesine sadık kaldıklarını belirtti. Memiş; “Uzun yıllardan beri bakliyat ve gıda sektörüne yatırım yaptığımız için yeni bir pazara ihtiyacımız vardı. Kendi ürünlerimizi tamamlayacak en yakın ürün grubu hazır yemekti. Tat Gıda’nın 1967 yılından beri faaliyet göstermesi, temel gıdanın en önemli ürünlerinden salça gibi ürünleri üretmesi, sektörlerimizin temel gıda çatısı altında birbirine yakın olması motivasyon kaynağı oldu” dedi. Tat Gıda’nın ve Tat Bakliyat ile birleştiği dile getiren Genel Müdür Veysel Memiş, marka benzerliği, tamamlayıcı ürün ve önemli bir marka lideri olmasının da satın alımda etkenler arasında bulunduğunu ifade etti.
‘SİNERJİ İHRACATA DA YANSIYACAK’
Tat Gıda’nın salça üretiminde dünya sıralamasında ilk 10’da Avrupa’da ise 5. sırada olduğuna dikkat çeken Memiş; “Bunu geliştirmek istiyoruz. İhracatı güzel. Biz de 100 ülkeye ihracat yapıyoruz. 200 milyon dolara yakın ihracatımız var. Bu sinerji ihracatı daha da iyi durumlara çıkaracak. Yeni bir pazar arayışına girmeyeceğiz. Aynı ürünleri üretip satabilme imkanına sahip olacağız. Yeni ürünleri ekleyebileceğiz alanlarda olacak. Geniş bir portföy ile hizmet edebilme avantajı yakalayacağız” dedi.
YENİ YATIRIM VE İSTİHDAM
Yeni yatırım ve ek istihdam için hazır yemek grubunda üretim kapasitesini arttırmayı düşündüklerini kaydeden Veysel Memiş; “İstihdam açısından da artışa geçilecektir. Emin adımlarla gitmek istiyoruz. 5 yıllık bir plan oluşturduk. Temel gıdada büyümeyi hedefliyoruz. İhracata daha fazla odaklanacağız. İç pazarda artacak ama ihracat bizim için önde geliyor. Gözle görülür bir ihracat hacmi yakalayacağız” şeklinde konuştu.
‘ÇİFTÇİLERİMİZLE DAHA SIKI ÇALIŞACAĞIZ’
Memiş, salça, konserve, turşu, sos ve mayonez gibi ürün gruplarına sahip olmasının yanı sıra sözleşmeli tarımda 1100 dekar alanda kendisinin üretim yaptığı, 50 bin dekarda ise sözleşmeli ve sözleşmesiz üretim hacmine sahip Tat Gıda’nın düzenini bozmak istemediklerini vurguladı.
Kuru gıda sektöründe sözleşmeli tarımın çok yayınlaşmadığını anımsatan Memiş, Tarım Bakanlığı’nın bu konuda ciddi bir çalışması olduğunu belirterek; “Sözleşmeli tarımın, Türk tarımı için çok kıymetli olduğunu biliyoruz. Domates için bu çok avantajlı. Bakliyatta da bunu çok istiyorduk. Üretici ve sanayici arasında fiyat konusunda bağlayıcı bir unsur gerekiyor. Hukuki bir altyapı oluşması için Bakanlık’tan rica ettik. Bakliyat sektöründe 1 dönümde el de ettiğiniz rekolte 100-150 kg ise domateste 10 ton konuşuluyor. Küçük bir alanda yönetilebilir bir süreçte daha fazla üretim elde edebiliyor. Mevcut üreticilerimizle satın almayı gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Tat Gıda’nın düzenini bozmak istemiyoruz. Ortak akılla geliştirmek hedefindeyiz. Çiftçilerimizle daha sıkı çalışmak, üretimde kalite ve verimliliği artırtmak için çalışmalarımız olacak” ifadelerini kullandı.
ODAK NOKTA, HAZIR YEMEK
Hazır yemek grubunda yeni yatırımlar ve büyüme potansiyeline sahip ek ürün grubuyla hem mevcut kapasiteyi yönetmeyi hem de daha fazla ticaret yapma imkanı hedeflediklerini kaydeden Memiş ayrıca, mevcut kaynaklarını ihracatçıyla paylaşan Eximbank ile çalıştıklarını, yeni dönemde Tat Gıda’da ihracat ağırlıklı bir hedef doğrultusunda ilgili banka ile çalışmayı planladıklarını dile getirdi.
Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada hazır yemek grubuna ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Memişoğlu Tarım Genel Müdürü Veysel Memiş son olarak; “2020 yılından beri Dünya Gıda Programı’nın resmi tedarikçiyiz. Tat Gıda’nın kendi içinde yapacağı yatırımlarla yolumuza devam etmeyi amaçlıyoruz. Tüketici davranışları değişiyor, hızlı ve sağlıklı hazır gıdaya odaklanacağız. O bölgelerde bu ürünleri tedarik imkanımız da olacak. Askeri kanatta bazı ülkelerden talep var. Türkiye’de hazır yemek grubu biraz daha az tüketiliyor ama yurt dışında ciddi talebi var. Talebe hızlı cevap veriyoruz. Mersin’de olmamızın avantajı var. Liman transit süreleri 10-15 gün. Her hafta istediğimiz ülkeye ihracat yapabiliyoruz. Şu anda yüzde 55 ihracat, yüzde 45 iç piyasamız var. İhracatta Orta Doğu’daki yakın ülkeler ön plana çıkıyor. Çin ve Rusya pazarı hızlandı. Avrupa pazarı çok güçlü. Özellikle Orta Doğu ülkeleri bizim ürünlerimizi tercih ediyor. Avrupa’da ise daha çok bizim ürünlerimi ham madde olarak satın alarak, nohut ve fasulye gibi ürünleri kendi piyasalarında satış yapıyorlar. Bizim sektörümüzde işçilik payı birçok sektöre göre daha az. Üretim maliyetlerimiz daha çok ham madde üzerine. Maliyet artışları üzerine sarmal döngünün yavaşlamasını bekliyoruz. Asgari ücret zammından çok fazla etkilenmiyoruz. Yeri geliyor asgari ücretin üzerinde zam yapmaya çalışıyoruz. Bu süreçte çalışanlarında rahatlığı önemli. Doların yavaşlaması ile enflasyonunda yavaşlayacağını öngörüyorum. Türk tarımının gelişmesi hem yurt içindeki tüketim maliyetini düşürecektir hem de ihracatımızı arttıracaktır. Bir ürünün ihracat edilmesi o ürünün yurt içinde ucuza satabilme imkânını gösterir” dedi.
