Şahıs olarak, toplum olarak bencilleştik, dünyevileştik. Bu dünya gelimli, gidimli dünya, her canlı ölüm acısını tadacaktır, mühim olan o son ana hazırlık yapabilmektir.
‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ kötü zihniyetten hemen kurtulmalıyız. Olayları karşıdan filim seyreder gibi değil, sosyal insan olmalıyız, iyilikte yarışmalıyız, kendi zararımıza da olsa doğru sözlü olmalıyız, haklıdan yana olmalıyız, maddi ve manevi fedakarlıkta bulunmalıyız, taşın altına elimizi koymalıyız, önce can değil, önce canan demeliyiz ki insanlığımızı yapmış olalım ve huzur bulalım. Çünkü bir kişiyi kurtaran tüm insanlığı kurtarmış gibidir. Başkasının başarılarına sevinmiyoruz. Sıkıntılarına ortak olmuyoruz. Kimse kimseye katlanamıyor. Sanki düşman kardeşler olduk. Bunun adı bencilliktir, hasetliktir.
Hasetlik, başka kimselerin sahip olduğu; mevki, şan, şöhret, mal, mülk, gibi özelliklerini çekememek. Bunlardan rahatsız olmak. O kişilerin elinden, bütün bunların gitmesini istemek demektir. Bu ciddi bir hastalıktır. Tedavi edilmezse, kişiyi içten içe yer bitirir. Hasetlikten kurtulmanın yolu: acılarımızı, sevinçlerimizi, tasalarımızı başkalarıyla paylaşmaktan geçer. Birbirimizin, dertleriyle dertlenmeliyiz. Hayatı birbirimize katlanılmaz kılarak, sevgiye kardeşliğe, dostluğa kıyarak, varacağımız yer yoktur. Birbirimizi sevmeliyiz, yardımlaşmalıyız. Sevinç ve üzüntülerimizi paylaşmalıyız, ziyaret etmeliyiz. Oysa, artık birbirimizle selamlaşamıyoruz bile, bayramlaşamıyoruz da. En kötüsü de, bir yolunu bulanlar; yetimin, düşkünün, fakir fukaranın hakkı olanı yiyor. Oysa biz böyle değildik. Atalarımız, insanlık değerlerini dünyaya yaymak için yaşadılar. Ne yazık ki, biz bozulduk, bu yüzden de dünya bozuldu. Kendimiz için istediğimizi karşımızdaki kardeşimiz içinde istemeliyiz. Kendimiz için istemediğimizi karşımızdaki kardeşimiz içinde istememeliyiz.
Bir millet eğitimle ayağa kalkar, cehaletle yıkılır. Su uyur, düşman uyumaz. Bu vatan Türkiye bizim değil, hepimizin. Bu vatan Türkiye’miz süper güç olmak mecburiyetindedir. Irk kardeşi değil, İslam kardeşi olmalıyız. Zenginler Karun gibi değil, Hz. Ebubekir gibi olmalıdır. Servete, şöhrete, mevki, makama kul değil, Allah’a kul olmalıyız. Ya Rab! Bize çok verip azdırma, az verip başkalarına muhtaç eyleme. Düşman Çanakkale’ye giremedi ama çanak antenlerle, akıllı telefonlarla girdi. Görünen düşmanla savaşmak çok kolaydır, görünmeyen iç düşmanla, nefsimizle savaşmak çok zordur. Yarın çok geç olabilir. Bugün, ‘önce ahlak ve maneviyat’ diyerek maddi ve manevi yönden silkelenme, kalkınma, yeniden toparlanma zamanıdır. Selam, sevgi dualarımla hayırlı haftalar.
Filistin direnişinin simge ismi HAMAS lideri İsmail Haniye’nin İran’da uğradığı suikast sonucu şehit olması dolayısıyla yurt genelinde Cuma namazını müteakip gıyabi cenaze namazı kılındı. Bende Cuma namazında Vahide Özfatura Cami’ndeydim, Şehit İsmail Haniye’nin gıyabi cenaze namazında bulundum. Tüm şehitlerimizin Ruhu şad olsun.
“Allah yolunda öldürülenler için ‘ölüler’ demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.” (Bakara-154)