“Benzin pahalı diyorlar, araba koyacak yer yok! Yiyecek pahalı diyorlar, kafelerde oturacak yer yok! Giyecek pahalı diyorlar; AVM’lerde duracak yer yok!”
“Şeytan sizi fakirlikle korkutup, çirkin çirkin şeylere teşvik eder. Allah ise, kendi tarafından bir mağfiret ve fazla kar vaat ediyor. Allah’ın kudreti geniş, ilmi çoktur!” (El-Bakara Süresi: 268)
Günümüzde yalan söylemek adeta sanat haline geldi. Yalan söylemek fitneye, fesada, bozgunculuğa sebep olur. Yalancıya güvenilmez, yalancının olduğu yerde huzur olmaz. Atalarımızda ne güzel söylemişler, ‘yalancının mumu yatsıya kadar yanar.” Kendi zararımıza da olsa doğruluktan şaşmayalım. Çünkü doğruluk hazinedir. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol demiş Hz. Mevlana’da.
Başımız sıkıştığında hemen yalana sığınabiliyoruz. Hâlbuki Müslüman sözünde ve özünde doğru insandır. Bunu sağlamak ve korumak için de özen gösterir. Allah Resulü, bu ahlakın özellikle çocuklukta yerleşmesine ehemmiyet göstermiş, anne-babanın çocuğa yalan söylemek gibi bir yanlışlığa düşmemesi için onların çocuklarıyla olan ilişkilerini kontrol etmiş ve bazı genel prensipler koymuştur. Mesela, hangi surette olursa olsun anne-babanın çocuklarını aldatması, onlarla olan muamele ve münasebetlerinde umursamaz bir tavır takınması doğru değildir. Sahabeden Hz. Abdullah b. Amir anlatıyor: “Bir gün annem beni çağırdı. Resulullah da (SAV) evimizde oturuyordu. Annem: “Gel, sana bir şey vereceğim” dedi. Allah Resulü de anneme; “Ona ne vereceksin” dedi. Annem: “Bir hurma vereceğim” cevabını verdi. Bunun üzerine Efendimiz şöyle buyurdu: “Haberin olsun, eğer ona bir şey vermeyecek olsaydın, sana bir yalan günahı yazılırdı. (Ebu Davud/Edeb-80) Müslümanın sözü gibi özü de doğru olmalı, iç dünyasını kötü duygu ve düşüncelerden arındırmalıdır. Daha açık ifadeyle Müslüman düşündüğü gibi konuşmalı, konuştuğu gibi olmalıdır. Sözü ile özü arasında bir ayrılık olmamalıdır. Böyle olduğu takdirde olgun mümin olur ve çevresine güven verir. Müslümanın sözü ve özü doğru olunca işi de doğru olmalıdır. İşinde hile ve haksızlık olmamalıdır. Ebu gelen bir rivayet şöyledir: “Peygamberimiz bir gün bir buğday yığınını görmüş, mübarek elini onun içine daldırdığında buğdayın üst kısımlarının kuru, alt kısımlarının yaş olduğunu fark etmiş ve buğday sahibine: ‘Bu ne’ diye sormuştur. Ekin sahibi: ‘Onu yağmur ıslattı, ey Allah’ın Resulü’ deyince, Peygamberimiz; ‘O ıslak kısmı insanların görmesi için onu diğer buğdayların üstüne koysaydın ya! Bizi aldatan bizden değildir’ buyurmuştur.” (Müslim/İman-43)
Sözün özü sadakat, doğru olma ve sözünde durmadır. Aldatma, aynı zamanda aldanma. Müslüman özünde ve sözünde doğru olmalı, doğrudan ayrılmamalı.