
KÖYÜN TARİHÇESİ: Yaklaşık 350 yıl önce kurulmuş bir Yörük köyüdür. İçinde geçen derenin kıyısında toprak tencereler ve güveçler yapılırmış. Daha sonra yerleşenler buraya Güveçdere ismini vermişler. Köye on yıl önceye kadar leylekler gelir, yuvalarını yaparmış. Ancak şimdi yok. Köye yol 1974 yılında açılmış. Yol açılmadan önce ilçeye gitmek için Derekadı köyüne gidilir ve oradan arabaya binilip, gidilirmiş.

GÖREV YAPAN MUHTARLAR: Ramazan Yılmaz, Halil Erdem, Mehmet Kaşıkçı, Ahmet Şahin, Şükrü Aydoğdu, Davut Türkmen, Eyüp Türkmen, Sedarettin Erdil, Hüseyin Şahin, Muhlis Pelvan, Celal Türkmen, Lütfi Türkmen, Halis Pelvan.
Caminin karşısında Fazlı Kaymak’a ait 150 yıllık iki katlı çatma evi görüyoruz. Muhtarla birlikte eve girdik. 2. katta eskiden kullanılan aletleri gördük. Tahta tarak, örme pazar sepeti, harman küreği, örme çeten, kaşıklık vb. Evin duvarları çakma çıtaların arasına taş doldurulmuş, dışı ve içi toprak ile sıvalı. Bu evin birinci katındaki yola bakan oda 1966-67 eğitim-öğretim yılında okul olarak kullanılmış. Öğretmen Ahmet Yıldırım idi. Aynı oda 1970’li yıllarda bir süre mescit olarak da kullanılmış.
25 hanede 80 kişi yaşıyor. Köye ulaşım, ilçe kooperatifi tarafından sağlanıyor. Günde üç sefer yapılıyor. Yolcu ücreti 11,75 TL.
OKUL: Köyde eğitim-öğretim ilk olarak İsmail Kaymak’a ait bir evde başlar. Bu ev, okul yapılana kadar kullanılır. Halen bu ev köyde yıkılmadan durmaktadır. 1964 yılında okul yapılır. 1991 yılına kadar köyde eğitim devam eder, 1992 yılında taşımalı sisteme geçilir.
PANCAR OKULU BİTİYOR: Şekerbank’ın ikramiye dağıtımı yerine köy okulu yaptırışının ilçemizdeki tezahürü olarak Güveçdere İlkokulu’nun çatısı kapatılmıştır. Okul yeni ders yılına yetiştirilecektir.
(Kaynak: 15 Ağustos 1968 tarihli Ataeli Gazetesi)
GÖREV YAPAN ÖĞRETMENLER: Nurettin Şener, Rasim Gündüz, Emin Mutlu, Murat Öğretmen, Sezer Öğretmen, Ali Osman Öğretmen, Tuncay Öğretmen, Ahmet Yıldırım, Mümtaz Karataş, Mahfize Karatas, Hüseyin Öğretmen, Zehra Yaşar, Hikmet Çetin.
İdris Karakaş’ın (1954 doğumlu) evinin avlusuna vardık. İdris Karakaş balta, kürek sapı yapıyor, takıyor. Yaşlılara baston, doğadan topladığı işlenebilir taşlardan da heykelcikler yapıyor. Evin önünde yıllarca köy halkının su aldığı su kuyusu vardı. İdris Karakaş: “Bu su kuyusu dedem zamanında yapılmış.” dedi.
100. yılda 100 ev etkinliğinde sergilenen ev fotoğrafları arasında bulunan Güveçdere Köyünden Halil Eren’in evi yıkılmış, yerine hayvan barınağı inşa edilmiş. Yıkılan ev iki katlı, duvarları ağaç arasına yerli tuğla ile örülmüş, alt katı ahır, üst katında iki oda, bir salon varmış. Dervişoğlu İsmail’in 150 yıllık evini torunu Yüksel Şahin kullanıyor. Alt katında koyun besliyor. Bahçesinde altın çilek var. Kaz da besliyor. Dervişoğlu İsmail Esen’in Çakır adlı yarış atı vardı. Karapürçek at yarışlarına katılırdı. Köyün alt yapısı tamamlanmış, içme suyu borular değişmiş.
DÜĞÜNE GELEN MİSAFİRLERİ KARŞILAMA: Gençler bayrak eşliğinde ve çalgılarla köye dışarıdan gelen düğün misafirlerini (düğüncüleri) karşılarlar ve onları bayrak çekerek, çalgılar çalarak konaklarına (misafir kaldıkları eve) indirirler. Başka köyden gelen düğüncüler köye yakın bir yerde ateş yakarlar ve çalgıları beklerler. Bayraktar başı geliş sırasına göre sıraya koyarak hepsini karşılar ve köye getirir.
KÖYÜN GEÇİM KAYNAKLARI
HAYVANCILIK: Koyun, keçi, inek yetiştirilmektedir. (İki hanede 25 inek besleniyor.) Ayrıca 300’e yakın keçi beslenmektedir. Eskiden öküz, manda, at, eşek, beslenirken simdi bunların hiç biri beslememektedir.
ÇİFTÇİLİK: Buğday, arpa ekiliyor. Kuru yonca ekimi yapılıyor. Yılda hava şartlarına bağlı olarak 3-4 biçim yapılıyor. Köyde 10 traktör var. Traktör arazi işlemede ve ormancılık işlerinde kullanılıyor. Ormanda meşe ve çam ağaçları var. Ayrıca köylüler, ormandan topladıkları ayı mantarlarını da satarak geçim sağlarlar. Eskiden köyde piren denilen ağaçtan kömür yapılmaktaymış. Bu kömürler eşeklere yüklenerek, kahvecilere ve demircilere satılır. Gelir elde edilirmiş.
Güveçlere Köyü’nde eskiden, burçak, şeker kamışı, mercimek, susam, tütün, ayçiçeği ve nohut ekilir, bunlardan gelir elde edilirdi Şimdi bunların hiçbiri ekilmemektedir.
SU DEĞİRMENLERİ: Akarcalı Sulu Hasan Değirmeni, İsmail Ağa’nın Su Değirmeni, Kadir Değirmeni, Derekadılı Kamiloğlu’nun Değirmeni.
O yıllarda değirmenciler hak karşılığı un öğütürlerdi. Bu bazen para ama çoğunlukla buğday olarak ödenirdi. Değirmenciler gelen müşterilerine “küllü çörek” denilen bir çörek türü pişirip ikram ederdi.
AYDINLANMA ARAÇLARI: Çıra, kandil, gaz lambası, lüks, tüplü lüks, elektrik vardı. Köyü ikiye ayıran dere üzerindeki ağaç köprü üzerine geceleri kandil konurdu. Gelip geçenler dereye düşmesin diye önlem alınmış. İnsanlar köprüden güvenli geçerlerdi. Bu kandilleri köy korucusu yakardı.
MADEN SULARI: Köy içinde Şükrü Gündoğdu’nun bahçesinde ekşi su çıkardı. Çevreden gelip bu sudan içip şifa bulurlardı. Suyun hazma İyi geldiği söylenmektedir. Ancak, Akarca (Tümbüldek) köyünde sıcak su çıkarmak için 1994 yılında sondajlar vurulunca bu sular tamamen kurudu.
PEPE AHMED’İN MAĞARASI
Muhtar Lütfi Türkmen ile beraber Mağaralar Mevkiinde Pepe Ahmet’in Mağarasına gittik. Mağara yakınında yakın zamanlı bir ayı ayak izi vardı.
Mağara ile ilgili bilgi: Bursa-Mustafakemalpaşa-Güveçdere Mahallesi Mağara Tepesi Mevki
MAĞARA ARAŞTIRMA DERNEĞİ BURSA ŞUBESİ
Cave Rescarch Association Bursa Branch. Temmuz 2017, Rakım: 50 metre Uzunluk: 12 metre
Ekip: Alim Ölmez, Attila Ülgen, Gizem Kan, Özkan Aslan. Çizim: Attila Ülgen, Kadir Gürses, Burcu Çavdar. Güveçdere Mahallesi, Pepe Ahmedin Mağarası
Mağaranın çevresinde kamp için uygun alan var. Yerleşim alanı, su kaynağı bulunmuyor, yakacak, yabani hayvan var. Stabilize köy yolu sayesinde kuru mevsimde mağaranın yakınına kadar araçlarla ulaşım mümkün oluyor. Jeomorfolojik bir bulguya rastlanmadı. Mağara içi zemin toprak, kum, blok taş kaplı. Su giriş çıkışı gözlenmedi. Hava akımı var, gaz kokusu hissedilmedi. Arkeolojik bulguya rastlanmadı. Mağara içinde çok sayıda defineci kazısı görüldü. Mağara çevresinde taş ocağı, yol yapımı, depo sahası, yerleşim alanı ve atık sahası gibi tehditler görülmedi.
Yaklaşık 12 metre uzunluğunda 3 metre genişliğe sahip 2 metre tavan yüksekliği ile tam anlamıyla barınak olarak kullanılabilecek sahip mağaranın girişi 1 metre yüksekliğinde. 2 yarasa görüldü.
KAYNAK: Mustafakemalpaşa Mağaraları ve Şelaleleri-Mustafakemalpaşa Ticaret ve Sanayi Odası Yayını HAZIRLAYANLAR: Alim ÖLMEZ, İsmet Ceyhun YILDIRIM, Şeyma TİRYAKİ, Attila ÜLGEN
FELAKETLER: 1964 yılındaki depremde evlerin bacalar yıkıldı. İsmail Aydoğdu’ya ait keçi sayası tamamen yıkıldı. Köyde görülen sıtma için devletin verdiği kinin dışında köylüler bu hastalığı adaçayı içerek atlatmışlar.
KÖYDE İLKLER: İlk televizyonu 1977 yılında köy gençliği aldı. İlk bisikleti Şükrü Aydoğdu aldı, ilk traktörü Hüseyin Yıldırım, ilk gramofonu Eyüp Türkmen aldı.
İlk radyoyu Harun Yıldırım aldı. İlk telefon 1950 yıllında geldi. Bu telefon manyetolu olup santralle bağlanırdı. Elektrik 1977 yılında geldi. Şebeke suyu 1966 yılında Köseveli Deresi’nden boru döşenerek geldi.
Emekli ziraat mühendisi Sadri Bey köyün girişinde 8 dönümlük araziye Hava Park adlı dinlenme sahası açmış. İş insanı Şanlı Urfa Hilvan ilçesinden. Andranalin üreten salıncak kurmuş. Çocuklar için salıncaklar, aileler için çay demleme ve dinlenme alanları tesis etmiş. Bahçe içinde çevresi 330 cm olan tahmini 200-250 yaşında meşe ağacı vardı. Sadri Bey semaverinde demlediği çayı ikram etti. Bizler salıncakta sallandık. Sadri Beye teşekkür ederek, vedalaştık.
KAYNAK: Halis Pelvan muhtar, Lütfü Türkmen önceki dönem muhtarı, Hasan Eren 15 Ağustos 1968 tarihli Ataeli Gazetesi, Patikalar Dergisi-Güveçdere
