Yaklaşık olarak 70 yıl öncesinde, 1950’li yıllarda İstanbul’dayız. Bire bir yasanmış̧ olan hikâyemiz bir belediye otobüsünde geçer. Otobüs tam Eminönü durağına gelmiş ve kapılarını açacakken bir kadının, “sakın kapıları açma, cüzdanım çalındı, otobüste hırsız var” şeklinde canhıraş sesi duyulur.
Kadın ısrarcıdır ve bağırmaya devam eder. Bunun üzerine şoför kapıları açmaz ve yerinden kalkarak kadına, “otobüste çalındığına emin misin? çantanı kontrol et!” der.
Kadın, “biraz önce biletimi almak için cüzdanımı çıkarmıştım, daha sonra yerine koydum ama şimdi yok” diye cevap verir.
Şoför bunun üzerine hiddetlenerek, “kimse kıpırdamasın herkesin üzerini arayacağım” der.
Şoför önden biletçi arkadan başlayarak yolcuları tek tek aramaya başlarlar.
Herkes aranmış yalnız bir kişi kalmıştır. Henüz aranmayan yolcu binbaşı rütbesinde resmi üniformalı bir kara subayıdır. Üzerinde de haki renkli kalın paltosu vardır.
Şoför, “Binbaşımı aramaya lüzum yok, bir Türk subayını hırsızlık şüphesi ile asla aramam, cüzdan bulunamadı” diyerek kapıları açmak için yerine doğru yönelir.
Tam bu sırada binbaşının kendinden emin davudi sesi duyulur;
“Beni de arayacaksınız, töhmet altında kalmak istemiyorum” der.
Şoför aramak istemez ama binbaşının ısrarı karşısında mecbur kalır.
Tam elini binbaşının paltosunun cebine sokarken, “hayır arama, ben çaldım” diyen biraz hırpani giyimli bir adam çıkar.
Ve adam, “cüzdanını çaldığım kadın bağırınca korktum, aranabileceğimi düşünerek cüzdanı, aranmayacağını bildiğim hemen yanımda bulunan binbaşının paltosunun cebine bıraktım.
Fakat bir Türk subayının hırsızlıktan suçlanmasına gönlüm razı değil. Yankesiciyim, hırsızım ama VATANSIZ ve vicdansız değil” diyerek başını önüne eğer.
İşte biz böyle bir millettik.
Ahlak ve vicdan insanın temeli ve mayasıdır.
Ahlak ve vicdan olmazsa insan olmaktan da bahsedilemez!
Günümüzde ise hırsıza sahip çıkılmakta. Hırsız için nümayişler düzenlenmekte.
Hırsız için kitleler hipnotize edilmekte. Nereden nereye geldik. Bu millet böyle değildi.
Neden bu hale geldik. Bizi bu hale kim getirdi? Nasıl getirdi hiç düşündük mü? Düşünme zamanı çoktan geldi ve de geçti. Hatta geçmek bir yana millet olarak bitiyoruz.Ey mazisi şanla şerefle, dürüstlükle dünya insanlığına örnek olmuş Müslüman Türk milletinin bu haline ne demeli?
Zaman bu zaman silbaştan eğitim ve öğretimi yeniden ele almak zorunda olduğumuzun bilincine varalım. Bu nesil gitmiş bari gelecek nesli kurtaralım.
Hırsızlığın, rüşvetçiliğin, tefeciliğin, karaborsacılığın, zinanın, flörtün, israfın, adam kayırmanın ve daha nicelerin haram ve gayri ahlaki olduğunu ciddi ciddi öğretelim.
Daha nice huzurlu, mutlu, her yönüyle kalkınmış TÜRKİYE ve birlik ve beraberliği özümsemiş İSLAM BİRLİĞİ ve KARDEŞLİĞİ kavileşmiş, dünya insanlığının ADALET içerisinde yaşama ortamı te’sis edilmiş DÜNYA ve BAYRAMLARA kavuşma özlemiyle ALLAH’A emanet olunuz.
10.06.2025
Yusuf Şahin (Emekli Müftü) Bursa/Orhangazi
ÖZCAN ÖZKAYMAK VEFAT ETTİ
Merhum Ömürlü Özkaymak’ın kardeşi, Mehmet Özkaymak’ın abisi, Özdemir ve Özaydın Özkaymak’ın babası, Naci Orhan’ın kayınpederi, Züferbey Mahallesi eşrafından, eski yoğurtçulardan, hoş sohbet ve muhabbet insanı Özcan Özkaymak (83) hakkın rahmetine kavuştu.
Merhumun cenazesi, 15 Haziran Pazar günü Züferbey Camii’nde öğlen namazına müteakip kılınan cenaze namazından sonra Lalaşahin Mezarlığı’na defnedildi.