Din nasihattir, din nasihattir, din nasihattir.
Nasihat tutmayan musibet tutar. Nasihatten insanlar pek hoşlanmaz. En kolay verilen ‘ama’ en zor alınan şey ‘maalesef.’ Oysaki yerinde, üslubunca ve akil ağızdan nasihat bize paha biçilemez bir kılavuz. Dünya gözüyle bakan yüzü, gönül gözüyle bakan özü görür.
Âlime sormuşlar; “Hayat nicedir?”
Demiş ki “Hayat bilmecedir. Attığın her adım bir hece, çözene gündüz, çözemeyene gecedir.
“En zor olan nedir?”
“Sözdür” demiş.
“Anlatması da zor anlaması da”
Sormuşlar; “İnsanın başına gelecek en güzel nasip nedir?”
Cevap vermiş; “Herkesin bir şeyler anlatmak istediği şu yalan dünyada, seni gerçekten dinlemek isteyen birine rastlamaktır.”
Yine sordular; “Nasıl olalım?”
Dedi ki; “Musibet karşısında metanetli, cehalet karşısında marifetli, kötülük karşısında hayır sahibi, kabalık karşısında letafetli ol ki Yaradan seni sabrından ötürü sevsin.”
“Evlilikte elli yılı nasıl devirdiniz” diye de sormuşlar;
Cevaplamış âlim; “O deli olduğu zaman ben veli oldum ben deli olduğum zaman o veli oldu.”
Sormuşlar; “Arif kimdir?”
“Derdini sade anlatan adam dertlidir. Güzel anlatan edebiyatçı, haliyle anlatan âşık, tebessümüyle örten ariftir.”
“Bir adam senin hakkında kötü konuştu” demişler, Âlim demiş ki “Kendi sayfasıdır istediği gibi doldurabilir.”
Sormuşlar yeniden, “İnsan nasıl sabreder?” Cevap vermiş “Unutursun sabredersin bu en güzelidir. Kabul edersin sabredersin, bu en doğrusudur. Vazgeçersin sabredersin, bu en zorudur. Bir de işini Allah’a havale eder sabredersin, işte bu, en yücesidir.”
Sormuşlar “Huzuru nasıl buldun? Cevaplamış bunu da “Rızkımı kimsenin yemeyeceğini anladım sakinleştim. Allah’ın beni her daim gördüğünü anladım haya ettim. İşimi kimsenin yapmayacağını anladım işe koyuldum. İyilikleri çoğalttım, kötülükleri azalttım.”
“Nasıl isteyelim?”
Demiş ki “Bir şey istersen insandan isteme. Verse minnettir, vermese zillettir! Sen Allah’tan iste. Verse nimettir, vermese hikmettir.”
NOT: Halime Gürbüz’ün köşe yazısından alıntıdır.
“Her iyilik bir sadakadır.” Cumanız mübarek olsun.