Jeoloji Mühendisi Mustafa Dayıoğlu, Silivri’de meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin yakından hissedildiği Mustafakemalpaşa’ya dikkat çekici uyarılarda bulundu.
Nisan ayında önce merkez üsleri Uluabat Gölü havzasındaki Dorak ve Taşpınar mahalleleri olan 3,4 ve 3,5’lik depremlerin meydana geldiği Mustafakemalpaşa, daha sonra Kütahya-Simav’daki şiddetli sarsıntılarında endişesini yaşadı. Silivri’deki deprem ise tüm Güney Marmara’da yakından hissedilirken sarsıntı anında sokaklara çıkan vatandaşlar, uzun süre dışarıda tedirginlikle bekledi.
‘SIVILAŞMA YOĞUN’
Mustafakemalpaşalı Jeoloji Mühendisi Mustafa Dayıoğlu, sıvılaşmanın yoğun olduğu Mustafakemalpaşa’nın, Bursa, Balıkesir ve Çanakkale’deki depremlerden etkileneceğini söyledi.
Güney Marmara Bölgesi’nin aktif fay hatlarıyla çevrili olduğunu belirten Dayıoğlu; “Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun uzantıları bu bölgeden geçmektedir. Bilim insanları uzun süredir uyarıyor. Bu bölge, büyük bir depreme hazırlıklı olmalıdır. Bu sadece bir tahmin değil, bilimsel verilerle desteklenmiş bir gerçektir” dedi.
‘MUSTAFAKEMALPAŞA DEPREMLERDEN ETKİLENİR’
Dayıoğlu şöyle konuştu; “Ben bir jeoloji mühendisi olarak yerin derinliklerinde biriken enerjiyi, hareket eden fayları, suskun görünen ama büyük riskler taşıyan zeminleri okuyan biriyim. Sadece mühendis kimliğimle değil, bu topraklarda yaşayan bir yurttaş olarak dikkat çekmek istiyorum ve bunu vatandaşlık görevim olarak nitelendiriyorum. Çünkü artık konuşmak değil, harekete geçmek zorundayız. Güney Marmara Bölgesi, yani Balıkesir, Bursa, Çanakkale ve çevresi, aktif fay hatlarıyla çevrilidir. Özellikle Balıkesir, hem Kuzey hem de Güney kol üzerinde yer alarak sismik açıdan yüksek risk taşımaktadır. Bursa’nın merkez ovaları ve sahilleri, Mustafakemalpaşa ve Karacabey ovaları ve sahilleri, zemin özellikleri nedeniyle sıvılaşmaya açık bir yapıdadır ve merkez faylar haricinde Balıkesir’de gerçekleşecek her depremden yüksek derece etkilenecektir. Balıkesir ve Susurluk’ta aynı şekilde Bursa’dan etkilenecektir. Çanakkale ve Bandırma çevresi ise hem deprem hem de tsunami riski altındadır. Bugün bu şehirlerde yaşayan her birey, bu tehlikenin gölgesinde yaşıyor. Ama asıl tehlike, bilinçsizlik ve ihmaldir. Depremler değil, sağlam olmayan binalar ve zemin öldürür ve biz bu binaların birçoğunun riskli olduğunu biliyoruz.”
‘KENTSEL DÖNÜŞÜM HAYAT KURTARMAK İÇİN YAPILMALI’
Kentsel dönüşümün önemine vurgu yapan Mustafa Dayıoğlu; “Halkımıza sesleniyorum. Evimiz gerçekten güvenli mi? Deprem yönetmeliğine uygun mu? Zemin özelliklerine göre mi yapılmış? Bu soruları sormak, artık bir lüks değil, yaşamsal bir ihtiyaçtır. Yöneticilere, yerel karar vericilere açıkça çağrıda bulunuyorum, gelin Güney Marmara’yı örnek bir bölge yapalım. Kentsel dönüşümü sadece görüntü ve bina yenilemek değil afetlere uygun çevre planları oluşturarak, hayat kurtarmak için gerçekleştirelim. Bilimin rehberliğinde, riski yüksek alanları önceliklendirelim. Mühendisler, şehir plancıları, mimarlar, biz buradayız ve hazırız. Yeter ki bu süreci birlikte, şeffaf ve kararlı şekilde yürütelim. Çünkü unutmayalım, deprem olur, geçer ama ihmalin faturası yıllarca ödenir. Bölgemizi sadece haritada değil, afetlere karşı bilinçte de sağlam bir bölge yapalım. Gelin, geleceğimizi ‘bir şey olmaz’ üzerine değil, bilimle sağlamlaştırılmış temeller üzerine kuralım. Gelecek nesillere çocuklarınıza yaşanabilir bir ortam bırakalım” ifadelerini kullandı.
