31 MART MAHALLİ SEÇİMLERİNE 58 GÜN KALDI

Ömrümüz, hayatımız; iş, eş, yiyecek, içecek, giyecek, meslek, okul, ev, semt, araba, arkadaş, siyaset gibi birçok konularda çalışmayı yapıp doğru ve hayırlı olacak kararı vermeliyiz.

Türkiye olarak Mayıs 2023’te genel seçimleri yapmıştık, aradan 10 ay geçtikten sonra Ramazan ayının 21. günü, 31 Mart 2024 Pazar günü mahalli seçimler yapılacak. Belediye başkan adayları da netleşmeye başladı. Cumhur İttifakı Adayı MHP’den Ahmet Beygirci, CHP’den Şükrü Erdem, İYİ Parti’den İsa Söğüt, Saadet Partisi’nden Burak Çelik, Deva Partisi’nden Özlem Bayraktar aday gösterildiler.

Bizleri yönetmeye talip olanlar, içimizden çıktığını söyleyenler, hizmetten bahsedenler, kapıları aşındıranlar çok olacak. Türkiye, yurtların en zorlusudur. Bu topraklarda yapılan her seçim hayati önem arz etmektir. Her toplantı en kritik toplantıdır. Demem o ki sadece belediye başkanı ve meclis üyesi seçmiyoruz. Adaylardan ziyade zihniyetleri onaylıyoruz. Partilerden ziyade ülkemizin istikametini tercih ediyoruz. Hangi görüşten olursak olalım, hangi görüşten olursa olsun. Yetenekli olanın, liyakat taşıyanın, şahsiyet gösterenin, milletin gönlünde karşılık bulanın yanında olmalıyız. Her türlü menfaat duygusunun uzağında durarak söylüyorum. Yetenek ve şahsiyete karşı düşmanlık edemeyiz. Pazarlama ve ilişki profesyonellerini değil, emek ve liyakat sahiplerini tercih etmeliyiz.

Eser ve işleriyle öne çıkanlara destek vermek zorundayız, Partiler ve adaylar arasında rekabet olur, olmalıdır. Ancak seçimler, düşmanla tutuşulan bir meydan muharebesi değildir. Seçim dediğimiz şey, nihayetinde, ülkeyi en çok kim seviyor yarışıdır. Bu seçim ne ilktir, ne de son olacaktır. Şu zamana kadar kaç tane seçim gördük. Her biri diğerinden önemli idi. Geliyor ve geçiyorlar. Millet ve memleket her zaman buradadır. Kimse kaybetmek istemez. Ne var ki her bu yarışın bir kazananı bir veya birkaç da kaybedeni olur. Genel sıkıntımız, kim kazanırsa kazansın, kazandıkça kaybedilen bir şeyler var. Seçimleri kazanıyor, fakat kendimizi kaybediyoruz. Para ile imtihana giren insanların büyük çoğunluğu, maalesef bu imtihanı kaybediyor.

İnsanlar, belediye başkan adaylarında ehliyet ve liyakatin yanı sıra, tevazu da arıyor. Kibir abidesine dönüşmelerini istemiyor. Halktan kopuk bir siyasetçi, elbette düşünemeyiz. Milletle arasına mesafe koyanlar, kibir kulelerine yakınlaşmış olurlar.

Bir de sadakat bahsi var. Kime ve neye? Devlete, millete, davaya. Sadık insan, oturduğu koltuğun emanet olduğunu hiç aklından çıkarmaz. Koltuğa değil, davaya sarılır. Emaneti en güzel şekilde, dava kardeşlerine teslim eder, Seçimler tamamlandıktan sonra da atılması gereken ilk adım, milletimize yakışan, dirayetli ve liyakatli bir kadroların kurulmasıdır. Çevrenizdekiler, sadece kendi şahsi menfaatini düşünenler, sizi tasdik edenler, alkışlayan, her şeye ‘haklısınız, emrin olur’ diyenler kazanır, vatandaş yani biz kaybederiz. Ahlaklı olan eleştirilere kulak tıkanmaz, karşındaki dikkatle dinlenir. Böylece kıymetli ve hakkaniyetli fikirlerden istifade edilir, hep birlikte kazanırız,

Kalkınmanın yanına adaleti de koymak zorundayız. Adalet ve liyakatten ayrılamayız. Şahsiyetli yeteneği heba edemeyiz. İyi niyetli emeğe kayıtsız kalamayız.

Sonuç olarak hiç unutulmasın; Adamı olanlar değil, adanmışlar bizi başarıya ulaştırabilir.

Ne güzel bir sermayedir dostun duası. Allah hiçbirimizi bu güzel sermayeden mahrum bırakmasın. Dost olanlara, dost kalanlara, dostundan güler yüzünü ve duasını esirgemeyenlere selam olsun. Tüm adaylara hayırlı çalışmalar ve tüm okurlarıma, dostlarıma hayırlı, bereketli Cumalar diliyorum.