İslam ilme büyük önem vermiştir.
Bu durum İslam peygamberi Hz. Muhammed’in uygulamalarında da görülmektedir. Peygamber Efendimiz, Medine’ye hicretiyle birlikte bir mescit yaptırmış ve içerisinde de eğitim gören talebeler için yer ayırmıştır. Bu manada camiler, mescitler yalnızca namaz kılınan yerler değil, aynı zamanda ilim tahsil edilen mekânlar olarak görülmeli ve değerlendirilmelidir. İslam’ın yaşanması ve yaşatılmasında ilim tahsil eden ve ilmi olgunluğa ulaşmış olan âlimlerin büyük yönlendirmesi söz konusudur. İlk emri ‘Oku’ olan kitabımız Kur’an, Müslümanların bütüncül bir okumayla kendilerini geliştirmelerine ve yetiştirmelerine yönlendirici katkı sağlamaktadır. Dinimiz İslam, ilim konusuna o kadar önem vermiş ki o yoksulluklar içerisinde bile ilme nasıl sarılmışlar. Çünkü en büyük ve en üstün zenginlik ilim zenginliğidir.
Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde, ‘Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir’ diyor. Çünkü Kur’an’ı Kerim ilmin kaynağıdır. Bunu öğrenmek için illa ‘Arapça’ bilmeye de gerek yok. Günümüzde ayeti ile hadisleri ile her şey dilimize tercüme edilmiştir.
İGMG’nin, ‘Rıdvan Dersleri 4. Cilt’ kitabından alıntılarsak, İslam ve ilim konusunda alınacak pek çok dersler var. Mesela; mescitler, Müslümanların İslami esasları ve prensipleri öğrendikleri mekteplerdir. Ecdadımız, 100 metre ara ile bunca cami ve mescitleri boşuna yapmamış. Mescitler yalnızca namaz kılınan yerler değil, aynı zamanda ilim tahsil edilen mekânlardır.
Resulullah, ilme ve ilim öğretmeye, vasıflı dava adamı yetiştirmeye büyük önem vermiş ve bize her konuda olduğu gibi bu konuda da güzel örnek olmuştur. Bulunduğumuz yerde bir ilim halkası oluşturmalı ve haftada bir de olsa mutlaka o ilim halkasına katılmalıyız. İlim tahsil eden kimseleri desteklemeli, ihtiyaçlarının giderilmesi için yardımcı olmalıyız. Peygamberimiz, ‘Her şeye ulaşmak için bir yol vardır. Cennetin yolu ise ilimdir’ buyurur.
İslam’ın ilk yıllarında o yoksulluk içerisinde ilme verilen önem ve gayretin günümüzde sahip olduğumuz imkânlar içerisinde acaba ne kadar önem ve gayret gösteriyoruz. Her şeyden önce dinimiz İslam’ı bir bütün olarak önümüze koymalıyız. İslam, sadece namaz, oruç, hac gibi ibadetlerden ibaret değildir, tabi ki bunlar olmazsa olmazlarımızdır.
Ama bir şeyin parçası onun aslı değildir. İslam dini, hayatımızı kuşatan bir nizam, düzen, sistemdir. İlim olarak okullarımızda ne öğretiliyor? Camilerimizde bir hayat nizamı olan İslam’ın ne kadarı anlatılıyor? Toplum olarak böyle bir hale getirildik ki, dine, İslam’a uyacağımıza, dini, İslam’ı kendimize uydurmaya çalışıyoruz. İlim yerine filmlerle meşgul ediliyoruz. Tarihi incelediğimizde Müslümanların ilime olan katkılarının ne kadar çok olduğunu görürüz. Bu gün kalkınmış ülkeler onları inceleyerek bu duruma gelmişlerdir. Tabi onlar sadece dünyevi konuları ele almışlar. Bu gün Avrupa Tıp Fakültelerinde hala 980-1037 yıllarında yaşamış Müslüman ilim adamı, tıbbın dehası İbn-i Sina’nın kitapları okutulur. Bu sadece bir örnek.
Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle diyor, ‘Ya âlim, ya öğrenci, ya dinleyici veya ilmi sevenlerden ol. Beşinci olma ki helak olursun.’
Sevgi, saygı, selam, dua ile sağlıklı, huzurlu, barış, bereketli bir hafta geçirmenizi diliyorum.