Her yıl 24 Ekim tarihinde ‘Birleşmiş Milletler Günü’ kutlanır.
Birleşmiş Milletler 24 Ekim 1545 yılında Amerika’da kuruldu. Kurucular ise Siyonist veya Siyonist yanlısı. Bu kuruluşun bugün İslam ülkelerine ne faydası oldu? Fayda bir tarafa Müslümanlara yapılan zulümleri bile önleme de bir aksiyon gösterdiler mi? Biz bugün, ‘Birleşmiş Milletler Günü’ değil ‘İslam Birliği Günü’nü kutlamalı değil miydik? Peki, Birleşmiş Milletler Günü hangi amaçla kuruldu?
Bu konuda Milli Görüş lideri, Refah-Yol Hükümeti Başbakanı merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan, 1995’te TBMM’de Refah Partisi’nin bir grup toplantısının basına açık bölümünde konuyla ilgili son derece önemli bir konuşma yapmıştı. Konuşmanın konusu ‘Birleşmiş Milletler’ üzerineydi.
Erbakan hoca, kuruluş yıldönümü vesilesiyle Birleşmiş Milletler teşkilatını anlattı ve bu konuşmasında, ‘Birleşmiş Milletler ne amaçla kuruldu’ sorusunu şöyle cevapladı:
“Birleşmiş Milletler projesi aslında dünya Siyonizm’inin bir aksiyonudur. Bunu yüz sene evvel İsrail’i kurabilmek için icat ettiler. O tarihte Sultan Abdülhamit Han Osmanlı Devleti’nin başkanıydı. Bu projeyi ne maksatla ortaya attıklarını bildiği için kesinlikle ben böyle bir oyuna müsaade etmem demişti. Çünkü siz Birleşmiş Milletler adı altında benim karşıma ‘Fransa temsilcisi’ diye orayı temsil eden bir Siyonist’i getirip koyacaksınız. Efendim, dünya böyle istiyor oyunuyla sözde İsrail’i kurmaya kalkışacaksınız. Böyle bir haksızlığa, böyle bir oyuna asla müsaade etmem.”
İşte bu, Erbakan hocanın unutulmaz sözleriydi. Birleşmiş Milletler Siyonizm’in bir aparatıdır.
Milli Görüş Lideri merhum Erbakan hoca 30 yıl önce uyarıyı yapmıştı. Her yıl Birleşmiş Milletler Günü’nü kutlarız da elimize ne geçiyor? Başta Filistin olmak üzere işte İslam âleminin hali ortada. Birleşmiş Milletler İsrail’in Gazze’de yaptığı soy kırımına ne yaptı? Onu bırakalım İslam âlemi ne yaptı ki, lafla kınamaktan başka. Gayri Müslimler bu birliği oluşturuyor da Müslüman ülkeler niye oluşturamıyor? Allah bizi; ‘Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. İhtilafınızdan (ayrılığınızdan) istifade ederek size düşman olanların hoşuna gidecek bir duruma düşmeyin’ diyerek ikaz etmiyor mu? (Âl-i İmrân Suresi 103. Ayet)
Erbakan Hoca’nın 15 Haziran 1997’de kurduğu D-8 İslam Birliği’ne sahip çıkılıp işlerlik kazandırılsaydı bugün başta Filistin, Gazze, Doğu Türkistan ve diğerleri bu zulümlere maruz kalır mıydı? Erbakan, bu benzeri konuların üzerinde yıllarca durdu. Ama ne sağcısı, ne de solcusu bunları kale almadı. Bugün İslam dünyası darmadağınık, her kafadan ayrı bir ses geliyor. Adeta ölü toprağı serili İslam ülkeleri üzerinde. Filistin, Doğu Türkistan, Irak, Afganistan, Libya, Suriye ve sırada İran ile Türkiye.
Vadedilmiş topraklar (Arz-ı Mev’ud) hedefi ile İslam coğrafyasını kan ve gözyaşına boğan, Gazze’de iki yıldır soykırım uygulayan İsrail tehlikesinin sınırımıza kadar dayandığı en üst seviyede dile getirilmedi mi? O halde İslam ülkeleri gerçek manada somut olarak iş birliği yapmıyor, yapamıyor. Çünkü baş yok. Altı asır İslam âlemine ağabeylik yapan Osmanlı’nın devamı Türkiye nerede? Erbakan hocamızın kurduğu D-8 (İslam Birliği) projesi ruhuna uygun olarak ne zaman hayata geçirilecek? 60’a yakın İslam ülkesi ne zaman somut adımlar atacaklar, Birleşmiş Milletler Günü yerine İslam Birliği Günü’nü ne zaman kutlayacağız?
Sevgi, saygı, sağlık, barış, kardeşlik, huzurlu, bereketli bir hafta diliyorum.