Tenbih-ül Gafilin kitabında ana-babasına iyilik etmeyenin kendi evladından da iyilik görmeyeceğine şöyle bir misalle işaret ediliyor; “Yaşlı anasının titreyen ellerinden çorbasının döküldüğünü gülerek seyreden bir oğul, şefkatle, hürmetle ona yardım etme yerine tutar, sofrasını ayırır, çorbasını da ağaçtan oyduğu bir tekneye koyarak önüne sürer. Durumu dikkatle takip eden kendi çocuğu ise bunu hafızasına nakşeder. Aradan zaman geçer, kendisi de ihtiyarlayınca kendi oğlunun da ağaçtan bir tekne oyduğunu görerek sorar:
-Oğlum bu tekneyi ne için oyuyorsun?
-Senin yemeğini koyup da sofranı ayırmak için.
Düşünmeye başlayan yaşlı babanın dilinden çaresiz şu cümleler dökülür; “Etme bulma dünyasıdır bu. Ana-babama ettiğimin karşılığını aynen şimdi evladımdan görmekteyim. ‘Ne ekersen onu biçersin’ derler. Şimdi oğlumdan onu biçmiş oluyorum anlaşılan.”
BU DÜNYAYA KİRACI GİBİ YERLEŞ
Göz ve kulağının çekim alanına giren şeylere çok dikkat et. Bu uzuvlarını şer görüntü ve seslerden koruyarak kalbini kirletmemeye bak.
Çünkü kabuğuna vurulan boya zamanla içine işler. Unutma! Bu zamanda yapılması gereken en önemli fetihler, gönül kalelerine yapılan fetihlerdir. Bunun sırrı da gönül surlarının gülle ile değil, gül ile yıkılması, fethedilmesidir. Bir mümin olarak dünya ile alakanı iyi dengele. Geminin yüzmesi için suya ihtiyacı vardır. Ama su, geminin içine girerse onu batırır. Gemi için su ne ise, mümin içinde dünya odur. Ateşine dayanabileceğin kadar günah işle.
Bu dünyaya kiracı gibi yerleş. Ev sahibi gibi yerleşirsen gitmesi zor olur. Günah işlemekten daha çok, o günaha alışmaktan ve ona aldırmamaktan kork. Çünkü günaha aldırmamak, hafife almak en büyük günahtan daha büyük bir günahtır. Her bir günahın nokta nokta yüreğini lekelendireceğini düşün ve istiğfarlarla sık sık kendini temizle, arındır.
Unutma! ‘Kula Bela Gelmez Hak Yazmayınca. Hak Bela Yazmaz Kul Azmayınca’
Selam, sevgi ve dualarımla. Hayırlı Haftalar.